Selam Yeni Dostum.

Konu: Selam Yeni Dostum. Ptsi Mart 21, 2011 7:09 am

Kampa yeni gelmiştim. Bazı şeyler şu ana kadar hiç kolay olmamıştı, ve bundan sonra da olacak gibi görünmüyordu. Uranos'un kızıydım, ötesi mi var? Göğün kişileşmiş halinin kızı olmak kolay gibi görünse de değildi. Yine sızlanmak istiyordum, geçmişe lanet okumak. Asileşmek, yırtınmak. Gözlerime en siyahından kalem çekip kampta terör estirmek ve sonucunda da atılmak. Eskiyi hatırlamıştım birden, ama hatırlamak istemiyordum, kendimi geri çektim. O sırada elimdeki haritaya baktım ve de çevreye. Kamp Meydanı. Bütün kulübelerin merkeziydi burası, etrafta bir sürü kulübe vardı. Maalesef bizimki ücra bir köşedeydi. Unutulmuştuk resmen. Zaten bu kampa gelmem bile büyük bir şanstı, şikayet etmeye hakkım yok gibi görünüyordu ama buraya gelmek isteyen de yoktu zaten. Hiç uğramasam da olurmuş hani.

Etrafa baktım tekrar, ve içimden bir muzurluk yapmak geçti nedense. Kıkırdadım kendi kendime. Ardından karşıdan gelen bir kız görünce zevkim iyice yerine geldi. Ayağımı uzattım ama kız tongaya düşmedi. Beni takmaz bir şekilde ilerlerken arkasından baktım. Ben neden hep bu kadar bencil olmak zorundaydım? Kızın yanına gittim gülümseyerek. "Selam." dedim, ilk defa bu kadar istekli bir şekilde.

Konu: Geri: Selam Yeni Dostum. Ptsi Mart 21, 2011 7:48 am

Kampta yeni bir gün daha. Yeni... Bu kelime bu aralar bana oldukça tanıdıktı. Beni görünce birbirleriyle fısıldaşan melezlerin arasındaki konuşmada mutlaka bir yeni lafı geçiyordu. Bu düşünceleri bir kenara bırakarak yatağımdan kalktım ve dolabıma yöneldim. Pek dikkat etmeden üstüme birkaç kıyafet geçirdim. İştahım yoktu, bu yüzden kahvaltı olarak yalnızca biraz mısır gevreğiyle yetindim. Kahvaltımı bitirip masayı topladıktan sonra gezmek ve biraz da hava almak için kulübemden dışarı çıktım. Biraz yürüdükten sonra uzakta bir kız ilişti gözüme. Yalnızdı. Biraz daha yakınlaştığımda kıkırdağını fark ettim. Bir insan boşu boşuna kıkırdamazdı herhalde değil mi? Acaba ben de mi bir acayiplik var diye kendime baktım. Hatta pantolonumu ters giyip giymediğimi bile kontrol ettim ama hiçbir gariplik yoktu. O sırada kızın önüme uzattığı ayağı gördüm. Kıkırdamasının nedeni şimdi anlaşılıyordu. Ama neyse ki ben, bu tuzağa düşmeyecek kadar erken fark etmiştim uzattığı ayağı. Sanki o orada yokmuş gibi geçip gittim yanından. Birkaç saniye sonra yaklaşan ayak sesleri duydum. Ardından da "Selam." diyen neşeli bir ses. Bu, deminki kızdı. Açıkçası bu davranışına biraz şaşırmıştım ama kız konuşmaya o kadar istekli görünüyordu ki ben de ona gülümseyerek "Selam." dedim. Birkaç dakika boyunca hiç konuşmadan yan yana yürüdük. Sonunda bu sessizlik iyice can sıkıcı bir hal aldığında "Benim adım Summer, Khione kızıyım. Ama avcı olmayı seçtim. Peki ya senin adın ne? Kimin çocuğusun?" diye sıraladım sorularımı. Doğrusu böylesine farklı kişilikteki bir kızın kimin çocuğu olduğunu merak etmiştim.

Konu: Geri: Selam Yeni Dostum. Ptsi Mart 21, 2011 8:09 am

Summer. Khione kızına göre ilginç bir ismi vardı, benim bildiğim kadarıyla Khione Kar Tanrıçası'ydı. Avcılık. Avcılar bütün hayatlarını erkeksiz geçiriyordu duyduğuma göre. Bin yıl yaşalar ne olurdu anlamıyordum ama elbette onların seçimlerine saygı duymak düşüyordu biz diğer avcı olmayanlara. Çünkü onlar gerçekten kampta çok saygı görüyorlardı. İlk günlerimde bunu anlamak zor olmamıştı. Soruları art arda sıralayan Summer'a gülümsedim. Bazen kendime inanamıyordum, gerçekten çok çabuk değişebiliyordum. Ben Janus çocuğu falan olmalıymışım herhalde. Sürekli değişen bir ruh haline sahiptim, ve sürekli değişen düşüncelere. Bir süre yan yana yürüdükten sonra bu soruların gelmesi, ne yalan söyleyeyim beni şaşırmıştı. Genelde tipimden dolayı kolay arkadaş edinemezdim. Arkadaş canlısının teki olmadığım da doğruydu ama bir iki arkadaşım olmalıydı değil mi? Maalesef okulda bir tane bile yoktu. Beni destekleyen tek kişi vardı; Matthew. Onu hatırladım, ve avcıya baktım. Erkekler, bu kadar kolay nasıl bırakabilmişti onları? Bir süre onu süzdükten sonra artık bakışlarımın iyice acayipleştiğini fark edebildim sonunda, saçlarımı arkaya attım ve cevap vermeyi akıl edebildim. "Ben de Satellite. Uranos kızıyım." dedim utangaçça. Babamdan utanmalı mıydım, gurur mu duymalıydım bilemiyordum çünkü. Ardından tekrar avcıya baktım ve sordum. "Erkeksizlik kolay mı?" Belki biraz direkt bir soru olmuştu ama merak ediyordum gerçekten. Belki benim buradaki isyanımın tek sebebi, Matthew'du çünkü.

Konu: Geri: Selam Yeni Dostum. Salı Mart 22, 2011 2:24 am

Satellite'ın sorduğu soruyu cevaplandırabilmek için biraz düşünmem gerekti. Ama sonunda cevabımı verdim. "Aslında tam olarak erkeksizlik denemez. Yani benim açımdan. Tabii ki sevgilim yok ve olmayacak da ama bu hiçbir zaman da erkeklerle konuşmayacağım, onlardan nefret edeceğim anlamına gelmez. Onlarla takıldığım zamanlar da olacak büyük ihtimalle. Açıkçası sevgilimin olmaması da beni rahatsız etmiyor. Ben böyle mutluyum." dedim ve beni anladığını umarak gülümsedim. Acaba çok uzun ya da karmaşık mı konuşmuştum. Satellite'ye baktığımda onun başını onaylar anlamda salladığını gördüm. "Anlıyorum." dedi ve sonra bir soru daha sordu. "Peki sen hiç aşık olmadın mı?" Direkt böyle bir soru sormasına şaşırmıştım ama yadırgamamıştım da. Açık sözlü biriydi anlaşılan. Sonra "Tabii bunu cevaplamak zorunda değilsin." dedi toparlamak istercesine. Ama ben "Sorun yok." dedim. "Zaten artık bittiğine göre söyleyebilirim sanırım. Aslında aşık oldum. 1 kere." Bunu söyleyince Satellite bana şaşkınlıkla bakarak "Yaa. Peki sonra ne oldu?" diye sordu. Olanları henüz anlatmaya hazır olduğumu sanmıyordum. O yüzden olayları üstü kapalı bir şekilde geçiştirdim. "Sonra? Bir şey olmadı. Zaten bu çok önceden olmuş bir olay. Unut gitsin." dedim ve neşeli bir tavra bürünmeye çalıştım. "Peki ya sen?" diye sordum sırıtarak. "Eminim senin gibi güzel bir kızın sevgilisi olmuştur."

Konu: Geri: Selam Yeni Dostum. Salı Mart 22, 2011 7:36 am

Art arda soruları sıralamaya başlamıştım. Hem geveze, hem meraklı, hem de nerede konuşacağını bilmeyen patavatsız bir insandım ben. Ama açıkçası bir avcının bu kadar açıksözlü olmasını da sevmiştim. Avcı olsa da geçmişini inkar etmiyordu. Bir süre sonra konu bana geldiğinde gözlerimi devirdim. Bu soruyu bekliyordum aslında, ben ona sorarsam o da bana soracaktı elbet. Gülümsemeye çalıştım. "Evet." dedim yere bakarak. Eskiler aklıma geldikçe ağlayasım geliyordu. Bu kampı sevmememin belki de tek nedeni oydu. Bana ayrılmadan önce deli muamelesi yapmıştı. Ben onu hala seviyordum, ama melez olmanın getirdiği sorumlulukların hayatım boyunca peşimi bırakmayacağının da farkındaydım. Ah Matthew, beni telekinelerin kovaladığını ve bu yüzden baloya o kadar iğrenç kıyafetlerle geldiğimi anlatmaya çalışıyordum ona fakat o bana inanmamıştı. Hayattan aldığım en büyük darbelerden biriydi bu. Bir süre sonra Summer'ı çok fazla beklettiğimi fark ettim. Bir şeyler söylemek istiyordum ama dilim varmıyordu. Sonunda konuşmaya başladım. "Bir kere olmuştu. Ama haklısın aslında, sevgilisizlik problem değil o kadar da. Geçmişe bakıyorum da, bir an avcı olmak kafama yattı." dedim boğuk bir ses tonuyla ve ardından bu konunun değişmesi için ağzımda lafı geveledikten sonra meraklı kişiliğime bürünüp soru sormaya başladım. "Eee Summer, daha daha neler var?" diye sordum konuşacak konu bulamayınca.

Konu: Geri: Selam Yeni Dostum. Salı Mart 22, 2011 12:02 pm

Satellite'nin kısa süren açıklamasını dinledikten sonra konuyu değiştirmek amaçlı soruya işi kısmen dalgaya vurarak cevabımı verdim. "Ne olsun işte? Kampta çok yeniyim, neredeyse hiç arkadaşım yok, burada her an kaybolup canavarlara yem olabilirim falan. Ama onun dışında iyi sayılırım. Sende neler var?" Satellite oldukça zor duyulabilecek kadar sessiz bir şekilde güldükten sonra "Biliyor musun Summer? Tam da içimden geçenleri söyledin." dedi. Sanırım bu duygu, her yeni gelen melezin yaşadığı bir duyguydu. Ama neyse ki ben şanslıydım. Benimle çok yakın bir aralıkta kampa yeni bir melez daha gelmişti. Kampta kendimi diken üstünde hissetmediğim yer Satellite'nin yanıydı şu ana kadar. Bir de kulübedeki bir nevi kardeşim olan melez. Veronica. Onunla da pek bir muhabbetimiz olmamıştı, öyle aman aman bir dostluk ve sevgi bağı yoktu aramızda henüz ama ben en kısa zamanda olacağına inanıyordum. Çünkü Veronica'ya cidden ısınmıştım. Satellite'ye de öyle. Onunla konuşmak, farklı konulardan söz etmek bana iyi gelmişti. Üstelik beni anlıyor gibi de görünüyordu. Beni anlayan birini bulmak gerçekten zordu. Normal insanların arasında yaşadığım sürede de bu böyleydi ama kampa gelince iletişim kurmak daha da zorlaşmıştı sanki. Birden Satellite'ye döndüm ve gözüne sürdüğü siyah göz kalemini işaret ederek "Bir gün bana da kendine yaptığın gibi makyaj yapabilir misin? Bu oldukça... ilgi çekici. Aslında bende tam nasıl duracağını kestiremiyorum ama sana çok yakışmış." dedim. Sonra da başımı öne eğerek gözlerimi yere sabitledim. Konudan konuya atlamakta üstüme yoktu herhalde.

Konu: Geri: Selam Yeni Dostum. Perş. Mart 24, 2011 6:22 am

Ne demeliydim bilmiyordum. Gülümsedim Summer'a. "Teşekkür ederim." dedikten sonra soluklanarak devam ettim. "Senin gibi güzel bir kıza her şey yakışır. Bir ara kulübeye uğrarsan yaparız." diye ekledikten sonra da tekrar gülümsedim. Bir süre yürüdük. Konu konuyu açtı. Geçmişlerimizden, kamp hakkındaki düşüncelerimizden bahsettik. Sanıyordum ki, şu ana kadar kampta tek karşılaştığım iyi şey Summer'dı. İlk arkadaşımdı o benim. Khione kızı, Artemis Avcısı. Avcılara hayran olmamı sağlayan kişi. Ve sanırım kampa alışmamın ilk ayağı. Onu gerçekten çok sevmiştim. Ama saate baktım ve yemek vaktinin yaklaştığını gördüm. İlk günlerimden yemeğe geç kalmak istemezdim, belki geç kalınca yemek vermiyorlardır. Ne yaptıklarını, ne yapmadıklarını bilmiyordum bu görevlilerin, zamanla öğrenecektim. Summer'a döndüm. "Sanırım yemek vakti." dediğimde kafasıyla onayladı. Beraber çardaklara doğru ilerlemeye başladık. Yürürken çıkmakta olan ayın ışığı bizi aydınlatıyordu. Aya bir kez daha baktığımda Artemis'in hayran olunmayacak biri olmadığını tekrar anlamıştım. Summer'a döndüm ve konuşmaya başladık. İkimiz de kalabalığın arasına sızıp, karnımızı doyurana kadar tıkınmak için sabırsızlanıyorduk.

RP Son

» Selam Oberon.