Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yemek.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Veronica N. Folchart
Artemis Avcısı | Kulübe Lideri
Artemis Avcısı | Kulübe Lideri
Veronica N. Folchart


Mesaj Sayısı : 71
Drahmi : 92
Kayıt tarihi : 18/03/11
Yaş : 27
Nerden : Bilmem, öyle bir yerden işte.

Yemek. Empty
MesajKonu: Yemek.   Yemek. Icon_minitimePtsi Mart 21, 2011 7:59 am

Sanırım ilk gün herkes için zor olmuştur, etrafına manyak gibi bakarak gezinen ilk ve tek kişi olamam. Yani, öyle değil mi? Herneyse, bütün günümü bu işlerle geçirdim işte. Pegasusları dolaştım -hatta bir pegasusum bile oldu, Lachesis adı- sonra plaja indim ve oradan oraya koşturan sentorları izledim falan. Akşam olmuştu ve sıkıntıdan çatlamama ramak kalmıştı. Plajda sıcak kumların üstünde otururken Hermes kulübesine ilk girdiğimde gördüğüm kız geldi yanıma. Kızıl saçlıydı ve yüzünün her yanında çil varmış gibiydi. "Akşam yemeği saati. Aç değilsen sen bilirsin tabi." dedi gülümseyerek. "Hayır, aslında çok acıktım." dedim bütün gün hiçbir şey yemediğimi farkederek. Biz geldiğimizde kahvaltı saati çoktan geçmişti, bütün gün babam kim acaba diye düşünmekten yemek yemekte aklıma gelmemişti. Ayağa kalktım ve eteğimi silkeledim. "Gel." dedi kız kolumdan tutarak. Çardaklara doğru ilerledik, on üç tane masa çember halinde dizilmişti. Tam ortada ateş yakıldığını belli eden taşlar ve odunlar vardı. "Bu sıradan bir yemek, değil mi? Yani acayip bir şey var mı yaptığınız?" dedim kıza bakarak. "Öğrenmen gereken iki şey var sanırım. Birincisi; herkes kendi kulübesinin masasında yemek yer. Başka bir kulübenin masasına oturamazsın, bu yasak. İkincisi de yemekten önce tanrılara adak adıyoruz. Tabağını yemekle doldurduktan sonra yemeğinin en iyi parçasını ateşe atarsın ve istediğin bir tanrı ya da tanrıçaya sunarsın. Beğenmediğin bir tane atma sakın, eğer tanrılar sunduğun adağı beğenmezse.." Durakladı. "Ya da neyse, bunu bilmesende olur." dedi sırıtarak. Bilmeme gerek yoktu zaten, şiş kebaba dönmek istemiyorsam yapmamalıydım işte. Kızın peşinden kulübenin masasına gittim ve köşesine bir yere oturdum, kızda yanıma oturdu. En azından kendimi eskisi kadar yalnız hissetmiyordum, hiç arkadaşım olmasa da. Herkes masalara oturmaya başlayınca tabaklarımızı alıp ayağa kalktık ve yemekle doldurduk, sonra ateşin yanında sıraya geçtik. "Bence bu yine de çok garip." dedim kızın kulağına. Kıkırdadı, bu kız gülmeye programlanmıştı herhalde. Ateşin önünde sıra bana geldiğinde tabağımdaki büyük bir tavuk parçasını tutup ateşe attım. "Kafayı yemeden buraya katlanmama yardım edin." dedim içimden, kime söylediğimi bile bilmiyordum. Aslında babamı merak ediyordum, ama söylemek istememiştim birden. Adak işi bittikten sonra tekrar yerimize oturmak için masalara döndük, ancak ben yolun ortasında kaldım. "Kendimi iyi hissetmiyorum." dedim kıza. Bu arada, hala adını öğrenmemiştim, şimdi farkettim. Neyse, Alice diyelim şimdilik. "Neyin var?" diye sordu Alice yüzüme bakarak. Sonra gözlerini yüzümden yukarı doğru çevirdi ve başımın üstüne baktı. "Aman Tanrım." dedi havaya bakmaya devam ederek. "Ne? Ne oldu?" dedim başımı kaldırmaya çalışarak ama bütün gün etrafa bakmaktan boynum öyle bir tutulmuştu ki hareket ettiremiyordum. "Sanırım birinin ebeveyni daha belli oldu." dedi bugün gördüğüm at adam. Tanrım! Babam! Kafamda bir işaret mi vardı yoksa? Tanrım tanrım tanrım! En sonunda boynumu zorlayarak başımı biraz yukarı kaldırdım, karanlık miğfere benzer bir şey vardı üstümde. Simsiyahtı ve evet, kesinlikle bir miğferdi. "Kim?" diye sordum Alice'e başımı indirerek. "Hades, Yeraltı Dünyası'nın Tanrısı." dedi Alice, bu sefer sırıtmamıştı. Bu beni cidden korkutmuştu aslında, babamın Hades olması kötü bir şey miydi? "Gel." dedi Alice beni kolumdan tutarak. Herkes bana dik dik bakıyordu, tuhaf olmuştum birden. Neyseki ifadelerinden anladığım üzere kötü bir şey değildi, sadece garipti işte. Alice beni boş bir masaya doğru götürdü. "Hades'in masası, buyrun hanımefendi." dedi dalga geçercesine sırıtarak. "Harika, tek başıma oturacağım ha?" dedim homurdanarak. Bilmiyorum, kardeşimin olmaması işime gelmişti biraz. Yani cidden, babamın başka kadınlardan kızları ve oğulları olduğu fikri biraz ürpertmişti beni. Masayı boş bulunca üzüldüm diyemeyeceğim. Oturdum ve Alice'in Hermes masasına oturmasını ve dedikodu yapmaya başlamalarını izledim. Derin bir nefes alıp başımı yemeğe çevirdim ve sırıttım. "Teşekkürler."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yemek.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İlk Yemek

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Melez Kampı :: Çardaklar-
Buraya geçin: